Çocukların Duygu Paylaşımı Neden Önemlidir?

Bu kitabı yazmamdaki temel sebep, terapiye gelen anne babaların çocuk yetiştirme konusunda farkındalıklarının düşük olduğunu gözlemlememdir. Bir baba, terapi sırasında “Dersleri için özel öğretmen ayarladım, yüzme kursuna gönderiyorum, dikkatlerini geliştirmek için merkezimizden destek alıyoruz. Daha ne yapabilirim ki?” demişti. Ancak bu baba, çocuklarının hiçbir etkinliğinde onların yanında bulunmuyordu. Çocuklar, hissettiklerini paylaşamıyor, duygularını içlerinde bastırıyor ve bu durumu anne babalarıyla konuşamıyordu.

Çocuklar Duygu Paylaşımıyla Gelişir

Çocuklar yalnızca etten ve kemikten değil, aynı zamanda derin duygulardan yaratılmıştır. Hayatlarının ilk yıllarında, duygularını paylaşabilecekleri birine ihtiyaç duyarlar. İçlerinde bir “duygu volkanı” kaynar ve bu volkanı biriyle paylaşmak isterler. Paylaşamazlarsa, bu duygular onları zorlayabilir. Duygularını paylaşmayı öğrenemeyen bir çocuk, bu duyguların farkına varamaz ve dolayısıyla onları yönetemez.

Anne Baba, Duyguları Yönetmeyi Öğretir

Bir çocuğun hayatta öğrenebileceği en önemli becerilerden biri, duygularının ona ne söylediğini anlayabilmektir. Duygularının mesajlarını doğru okuyabilen bir çocuk, mutluluğa bir adım daha yaklaşmış demektir. Bunu öğretmek ise anne babanın sorumluluğundadır. Anne baba, çocuğun “duygu barajını” dikkatle açmalı ve bu duyguların kontrollü bir şekilde akmasına izin vermelidir.

Duyguların Normalleşmesi ve Kabul Edilmesi

Çocuk, duygularının anne babası tarafından kabul edildiğini gördüğünde, bu duyguların normal olduğunu anlar. Sevgi gibi öfkenin de hayatın bir parçası olduğunu deneyimler. Bu duygulara sahip olmanın bir sorun olmadığını fark eder. Örneğin, okuldan öfkeli bir şekilde eve gelen bir çocuğun beden dili, anne babasına açık bir mesaj verir. Bu noktada, anne babanın yapması gereken ilk şey, yargılamadan çocuğun duygularını ifade etmesine izin vermektir.

Dinlemek ve Anlamaya Çalışmak

Çocuk içini dökerken, anne babanın yaptığı şey yanlışları düzeltmek ya da çocuğu eleştirmek olmamalıdır. Çocuğun anlatmasına izin verilmeli ve olayı onun gözünden anlamaya çalışılmalıdır. Bu şekilde, çocuk anlaşıldığını ve değer gördüğünü hissedecektir. Eleştirilmeden dinlenen bir çocuk, anne babasına güven duyar ve kendisini değerli hisseder.

Duygulara İmkân Tanımak

Anne babaların en sık dile getirdiği sorunlardan biri, çocuklarıyla iletişim kuramamalarıdır. Bunun temel nedeni, çocukların duygularına imkân tanımamaktır. Çocuklar, duygularının anne babaları tarafından kabul edilmediğini düşündüklerinde, bu duyguları paylaşacak başka birini aramaya başlarlar. Oysa, anne baba, çocuğun duygularını paylaşabileceği en güvenli liman olmalıdır.

Duygular, hayatta kalmamız için vazgeçilmezdir. Çocuklar, bu gerekliliği doğumdan itibaren hisseder ve duygularını paylaşacak birini ararlar. Anne baba, çocuğun hayatındaki en önemli duygu paylaşım noktası olmalı ve ona güvenli bir ortam sunmalıdır.

Bu yaklaşımla büyüyen bir çocuk, duygularını anlamayı ve yönetmeyi öğrenir. Bu da onun, hem mutlu hem de duygusal olarak sağlıklı bir birey olmasını sağlar.