Aşağıda okuyacağınız yazı, Dr. Metin Koç’un kaleme aldığı ve özgüven, kardeş kıskançlığı ve çocukluk döneminden taşınan psikolojik yüklerin bireyin hayatına etkilerini ele alan etkileyici bir terapi sürecini konu edinmektedir. Yazı,  03 Ocak 2025 tarihinde Kayseri İlkhaber’de köşe yazısı olarak yayınlanmıştır.

“Ne zaman başkasına uzansam kendim eksiliyorum.”
– Schopenhauer

Pandemi Sürecinde Başlayan Bir Terapi Hikayesi

2021 yılında pandemi nedeniyle terapilerin bir kısmı online yapılıyordu. Adana’da ikamet eden ve TUS sınavına hazırlanan danışanım yakın bir arkadaşından bahsetti ve yardım aradığını fakat bazı çekinceleri olduğunu söylemişti. Ben de terapi almayı istemenin bir ayrıcalık olduğunu ve içten gelen bu isteğin önemli olduğunu belirtmiştim. Yaklaşık üç hafta sonra Esra adında bir genç kadın seansa başladı. 29 yaşında bir çocuk doktoruydu. Adana’da yaşıyor ve TUS sınavına hazırlanıyordu.

Özgüven Eksikliği ve Kimlik Sorgulamaları

Esra özgüven problemi yaşıyordu ve kendine olan inancı çok aşağılardaydı. “Ben bu sınavı kazanamam.”, “Ben başaramam.” gibi cümleler seansın başlangıcında sıkça kurulan cümlelerdi. Kendini hep geri planda tutuyor ve bir şekilde değersiz hissediyordu. “Bu kadar güzel bir işim var nasıl olur da bu durumda olabilirim?” diye sürekli kendine soruyor ve kendini değersizleştiriyordu.

Aşağılık Duygusu: Bireyin İçsel Karanlığı

Esra yoğun bir ‘’aşağılık duygusunun’’ içindeydi. Bireyin gerçekliği olan veya olmayan sebeplerden dolayı kendini yetersiz görmesi, başkalarıyla kıyaslaması ve bu yetersizlik duygusunun bireyin bütün yaşamını kapsaması “aşağılık duygusu”nu oluşturur.

Kardeş Kıskançlığı ve Aile Dinamiklerinin Etkisi

Esra aynen böyle bir çocukluk yaşamıştı. Kendinden bir yaş küçük erkek kardeşi Yunus. 3 yaşından itibaren kardeşiyle kıyaslandığını ve bazı ayrıcalıkların hep kardeşine verildiğini belirtmişti. Özellikle dedesinin Yunus’a soyunun devamı olarak görmesinden kaynaklanan aşırı ilgisi Esra’yı özgüven bağlamında daha da geriletmişti.

Kıskançlık: Bastırılmış Ama Doğal Bir Duygu

Kıskançlık; herkesin hayatında bir şekilde yaşadığı, olumlu-olumsuz duygulardan oluşan doğal bir duygudur. Çocukta kıskanılan kişiyle ilgili nefret, öfke, düşmanlık gibi olumsuz duygular yoğunlaşırken, sevgi, özlem gibi olumlu duygular da yoğunlaşır. Kıskançlık sürecinin sağlıklı ilerleyebilmesi için çocuğun bu duygularının ifade edilmesine izin verilmesi gerekir.

Ebeveynlerin Rolü: Kardeş Rekabetine Yaklaşım

Kardeşi gelen çocuk ‘’pabucunun dama atıldığını’’ düşünebilir. Bu yüzden çocuğun yaşına göre – anne eve bebekle gelirken diğer çocuğa da bir hediye almak – kendini daha iyi hissetmesini sağlayabilir. Ya da bebek için alınan her kıyafete “abla da böyle giymişti” gibi olumlu hatırlatmalar yapılabilir.

Terapide Esra’nın İlerleyişi

Esra babasının çok yoğun bir iş adamı olmasından ve annesinin de diğer aile büyüklerine karşı sorumluluklarını öncelemesinden dolayı çocukluğunda hep yalnız kalmış ve bir şekilde kardeşinin daha fazla sevildiğini düşünmeye başlamıştı. Bu durum “kardeş kıskançlığı” bağlamında kendisinde ciddi izler bırakmıştı.

Kendi Değerini Keşfetme Süreci

Esra öncelikle özgüveninin farkına varmaya ve daha önceki başarısızlıklarıyla yüzleşmeye başladı. Kendini neden değersiz hissettiğini ve neden hep başkaları için yaşadığını fark etti. Kendisi için “özgüven listeleri” hazırladı. Neleri başarmıştı? Hangi özellikleri takdir ediliyordu? Kimler tarafından destekleniyordu? Tüm bu soruların cevapları Esra’nın özgüvenini yeniden kazanmasına yardımcı oldu.

Kardeşiyle Terapötik Yüzleşme

Kendisinin de iznini alarak kardeşiyle bir seans gerçekleştirdik. Kardeşi farkına varmadan ablasının özgüvenini etkiliyor ve bunu istemeden yapıyordu. Esra da birçok zaman kardeşini kıskanıyor ve bundan dolayı suçluluk hissediyordu. Bu yüzleşme her ikisi için de oldukça rahatlatıcı ve dönüştürücü oldu.

Toplumun ve Ailenin Yargılarından Arınmak

Esra’nın başka bir gözden kaçan yönü de etrafındaki olumsuz insanların düşüncelerine değer vermesiydi. Sosyal medyada paylaşılan olumlu yorumlara değil, tek bir olumsuz yoruma takılı kalıyor ve bunun onu temsil ettiğini düşünüyordu. Seanslarda zaman zaman başkalarının düşüncelerine bu kadar önem vermemesinin, kendine olan saygısını daha fazla artıracağını konuşuyorduk.

Annesinin Desteği ve Aile İçi Farkındalık

Esra’daki gelişmeler hem kendisini hem de annesini mutlu etmişti. Annesi bir seans sonrası teşekkür etmiş ve bu süreçte kendisinin neler yapabileceğini sormuştu. Ona; Esra’nın çok güçlü bir birey olduğunu, onu daha fazla takdir etmesi gerektiğini ve bu süreçte sadece yanında olmasının bile çok şey değiştireceğini belirtmiştim.